Bir Tüketicinin Hak Arama Öyküsü


ÖZET:

Aşağıda 2002 yılı Eylül ayında Samsonite marka bir bavulun alımı ile başlayan ve daha ilk kullanımında köşelerinden yırtılmasından ötürü iade edilmeye çalışılmasının öyküsü aktarılmaktadır. Sonuçta bavul Tüketici Mahkemesinde açılan bir dava yolu ile iade edilebilmiştir. Bu aktarımın temel amacı, göreceli olarak yeni bir yasa olan Tüketici Yasasının tüketiciye tanıdığı hakların, olmuş bir olay çerçevesinde duyurulmasıdır. Öykünün aşamalarında elden geldiğince yargı dosyasında yer alan belgelere referans verilmiştir.



BAŞLANGIÇ:


TÜKETİCİ YASASI:

tüketici hakları

Bulduğum ilk yönlendirme: www.tuketicihaklari.com oldu. Tüketici Hakları Yasası bu sitede bulunmakta idi. İlk işim baştan sona okumak oldu. Bakın 4. Maddesi ne diyor:

AYIPLI MAL VE HİZMETLER

Madde 4; Ambalajında, etiketinde veya kullanma kılavuzunda yer alan ya da satıcı tarafından vaad edilen nitelik ve niceliğe aykırı olan, maddi, hukuki, ekonomik eksiklikler içeren mal ve hizmetler "Ayıplı Mal veya Ayıplı Hizmet" olarak kabul edilir.

Alınan hizmet ya da malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici, malı teslim aldığı tarihten itibaren 15 (on beş) gün içinde satıcı firmaya geri vererek, değiştirilmesini, ödediği bedelin iadesini veya ayıbın neden olduğu değer kaybının bedelden indirimini ya da ücretsiz olarak tamir edilmesini talep edebilir. Tüketici bu taleplerden herhangi birini tercihte serbesttir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Ayıplı maldan veya ayıplı malın neden olduğu her türlü zarardan dolayı tüketiciye karşı satıcı, bayi, acente, imalatçı, üretici ve ithalatçı müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi, bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz.

Satılan malın ayıbı gizli ise veya ayıp tüketiciden bilinçli olarak gizlenmişse, satıcı söz konusu malın ayıbı nedeniyle 2 (iki) yıl süreyle sorumludur.

Ayıplı hizmetler hakkında da yukarıdaki hükümler uygulanır. Ancak, ayıplı hizmetin yeniden görülmesi imkansızlaşmışsa veya amaca aykırı sonuçlar doğuracak nitelikte ise, bedel iadesinde tüketicinin ayıplı hizmetten sağladığı fayda kadar indirim yapılır.

Satışa sunulan kullanılmış, tamir edilmiş ayıplı mal üzerine veya ambalajına tüketicinin rahatlıkla görebileceği şekilde "Özürlüdür" uyarısının konulması yasal zorunluluktur. Bu durum tüketiciye verilecek fatura, fiş veya satış belgesinde de gösterilir. Özürlü olduğu bilinerek alınan mallar için herhangi bir hak talep edilemez.


Koyu ve eğimli yazı ile belirttiğim bölüm tartışmaya yer bırakmayacak biçimde 'iade hakkımın' olduğunu belirtiyor. Peki bavul 'ayıplı' mı? Şüphesiz benim iddiama göre öyle, üstüne üstlük 'gizli ayıplı' (yani alım esnasında ayıbı ortada değil). Ancak bu benim savım ve doğruluğunun saptanması ilk aşamada Hakem heyeti'nin görevi.  Hakem heyeti yine bu yasanın getirdiği çok olumlu bir yapılanma:

TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETİ

Madde 22; Bakanlık, il ve ilçe merkezlerinde, tüketiciler ile satıcılar arasında çıkan uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla belediyelerle koordineli olarak, en az bir "Tüketici Sorunları Hakem Heyeti" oluşturmakla görevlidir.

Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri' nin vereceği kararlar, Tüketici Mahkemeleri' nde delil olarak ileri sürülebilir. Uyuşmazlık konusu mal veya hizmet bedelinin, o dönem için tespit edilen bedeli geçmemesi durumunda, bu heyetlerce verilmiş bir karar olmaksızın Tüketici Mahkemeleri' ne başvurulamaz.

25. maddede cezai yaptırıma bağlanmış hususlara ilişkin uyuşmazlıklar, Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri' nin görev ve yetkileri kapsamının dışındadır.


Web sitesinde il bazındaki Hakem heyetlerinin telefonları verilmiş durumda. Ankara için verileni aradım. Durumu anlattım. Meğer problemli ürünün ederi belirli bir rakamdan küçük ise buna ilçelerde kurulmus hakem heyetleri bakıyormuş. Bizim durumumuz da böyle imiş. Çankaya İlçesi Tüketici Sorunları Hakem Heyetine yönlendirildim. Açıkçası pek ümitli değildim. Pek çok Türk vatandaşı gibi "bürokrasinin işin içine girdiği bir şeyden eziyetten başka birşey çıkmaz" inancı haklı olarak bende  de  oluşmuş  durumda idi. Öyle olmadı. Telefonda baştan savılmadım,  dikkatle  dinlendim.  Bir dilekçe ile  Hakem Heyetine yakınmamı iletmem gerekiyormuş.


HAKEM HEYETİNE BAŞVURU:

TÜKETİCİ HAKLARI MAHKEMESİ:

SONUÇ:


Kararın kesinleşmesinden (Son celsedeki kararın yazılmasından 15 gün sonra) sonra DESA'nın avukatı beni aradı. Banka hesap numaramı istedi. Hükmedilen geri ödeme bedeli bu hesaba transfer edildi.