BiLiM ETKiNLiKLERi (III)
Hala devam ediyoruz...
Konumuz ODTU ve BMB ozelinde bilimsel etkinlikler...
ODTU genelinde durum.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Aslinda bir onceki kismin son ayit (paragrafinda) bir miktar ODTU yapisindan
soz ettim. Ancak ODTU'ye iliskin soylenecek baska seyler de var.
1) ODTU belki Turkiyenin en iyi ve saglikli universitesi olmak ozelligini
tasiyor. Hem insan kafalari, hem isleyis, hem yapilanma hem de
ekonomik olarak. Bu yadsinamiyacak bir gercek. Bu turkiye genelinin
uluslararasi yayinlarinda ODTU payina bakarak da kolayca anlasilabilecek
bir gercek. Universitemizin aldigi NATO-SFS proje sayisi da turkiye
genelinin cok buyuk bir kismi. [Oralardan uzakta oldugumdan ne yazikki
tam sayilarini veremiyecegim, merak eden bolum yonetiminden gidip
ogrenebilir [bu sayilar her yil dekanlik+rektorlukce bir acik rapor
olarak yayinlanir]
2) ODTU de fikrimce yanlis yapilanlar da var. Son yillarda tam
bir Amerikanci zihniyetle ODTU'yu ODTU yapan en onemli boyutlardan
birtanesinden vazgecilmekte. Ozellikle Amerikan universitelerinde
sik duyacaginiz bir laf `dogurganligin kendi icinde kalmasidir'
Savlanan sudur: Kendi doktora verdigimiz kisileri ogretim uyesi
olarak ise alirsak, bir tur `fikirler kulubu' dogar. Yeni fikirler
bolumlere gelemez. Bilim, egitim olgunlasir. Tek duze olmaya baslar.
Pek yanlis gibi gozukmuyor degil mi? [Zaten Turkiyede yeni moda
dogru (gibi) gozuken seyler soyleyip buna sacma sapan cozumler
monte etmek degil mi?] Peki onerilen cozum ne:
Kendi doktora mezunumuza hayati zindan edelim. Yurt disindan gelecek
basvurulara kucak acalim (ne de olsa taze kan tasiyorlar). Ornegin
onlara lojman imkani saglayalim!, Kendi mezunumuzdan ise Doktora
sirasinda en az 1 yillik yurtdisi tecrubesi isteyelim, uluslararasi
yayin isteyelim, ona burun kiviralim, buna laf soyleyelim. Oyle ki
burada doktora yapan (cok buyuk olasilikla) burada ogretim uyesi
kalamiyacagini anlasin, boyle bir beklenti icinde olmasin ceksin
gitsin.
Bu `sakil' zihniyete tabii ki `Nereye gitsin?', `Turkiye'de ODTU
ayarinda kac universite var?', `ODTU de doktora yapmak zul mu?',
`Madem yurt disi deneyimi istiyorsunuz, neden adami aras.gor'lukten
bile istifa etmeye zorluyorsunuz, 1 yil gitmek istediginde?',
`Neden cesitli imkanlarla (ki bu imkanlar ODTU'de var) doktora
yapan Aras.Gor'lerini yurtdisina yollamada yardimci olmuyorsunuz?'
sorularina cevap vermemekte. Tam bir `ben yaptim, oldu yontemi ile
davranmakta. ODTU bu hatasinin cezasini onumuzdeki 10 yilda epey
aci cekecektir, bu kanidayim.
Bir olay: [Benim tez hocam, ODTU mezunlarindandir, fizikcidir,
ve Turkiyenin en fazla yayin yapip, referans almis bilim adamlarindan
birisidir. Onun anlattigina gore kendisi doktora yaparken (ODTU
Fizik bolumunde) normal bir olay olarak Amerikada bulunan tez
hocasinin yanina yollanmis, ODTU tarafindan, 1 yilligina. Bu ahim
sahim bir olay da degilmis, hatta ODTU idari yapilanmasinda bu
seyahatleri duzenleyen bir birim bile varmis. Ve bu birimce
Pasaport+Bilet'ine kadar hersey temin edilmis, kendisine iletilmis.]
Nereden, nereye...
3) ODTU deki sezinlenen yeni bir politika da Universitenin bir Muhendislik
universitesi oldugunun sessizce `daha fazla' vurgulanmasidir. Bu yaklasim
da Fen Fakultesine gelisme (yeni ogretim uyesi alma, vs) konularinda
daha az serbesti, ve imkan taninmaktadir. Buna `muhendislik fak' uyesi
olarak ellerimizi ovusturup, `yasasin, yasasin' demek tabii ki,
mumkun, ancak pek `ahlakli' degil. Unutmamak gerek ki, uzun yillar
bu universtenin en fazla uluslararasi yayini `Kimya' ve `Fizik' bolum-
lerinden cikmistir. Simdi bu bolumleri goreceli olarak koreltmek,
`servis dersleri' bolumleri haline getirmek dogru degil. Yukselmek,
EVET, ama baskalarinin kafasina basarak HAYIR.
Bilgisayar Muhendisligi Bolumu
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Evet simdi igneyi kendimize batirma zamani. BMB bundan once anlatilanlardan
nasibini almis bir bolum. Ancak daha onceki iki bolumde anlatilmis olumsuzluk-
larin yaninda (ek) bazi olumsuzluklar daha yuklendigi gibi bazi olumluluklari
da var. Yani kartlarini iyi ve akillica oynarsa iyiye dogru gidecek akilsizca
oynarsa kotuye. [Bunun tum yapilanmalar icin boyle oldugu savlanabilir,
dogrudur, burada soylemek istedigim ODTU-BMB icin bunun baska bolumlerden
daha fazla gecerli oldugudur]
Uzun bir sure BMB ogretim uyesi sayisi bakimindan gerekli duzeyde degilmis.
Bunun sonucunda egitim kalitesi gelistirilememis. Anlatildigi uzere, aras.
gorevlisi arkadaslarin, bolum disindan insanlarin rica minnet ders anlattigi
gunler yasanmis. Binbir zorlukla [bir arap kredisi ile] alinan VAX bilgisayarin
teslimi tamamen ODTU disi burokratik nedenlerle yillarca gecikmis. (Oyle ki
geldiginden bir iki yil icinde [teknolojinin cag gerisinde kalmasindan oturu]
emekli edilmek durumunda kalindi). Ayrica dar bir yen icerisinde kalmanin
getirdigi `ic dinamik'lerin artmasi sorunlari da bunun ustune cabasi.
Bolum 1991 den beri hizli bir buyume, yeniden yapilanma cabasinda. Bunu
bizimle birlikte yasamamis olanlar rahatlikla
ogrenebilirler.
Yeniden yapilanmalarin en buyuk sorunu eski yapilari, dusunce tarzlarini,
aliskanliklari yerinden oynatmakta. Burada tam bir bag kosullu `optimizasyon'
problemi cozmek durumundasiniz. Ayrica tum cozumlere `ne yazik ki' surekli
erisilebilir (continuous) bir iz uzerinden varmak soz konusu.
Kimseyi isten atamazsiniz, kimseye gidip `su davranisinizdan hoslanmiyoruz,
artik buna izin vermiyecegiz' (ozellikle hiyararsik yapida sizden daha ust
veya esit bir yerde ise) diyemezsiniz. < Okuyucular burada lutfen
anlamak yonunde davransinlar...yani... karsi savlari ben de biliyorum...
"atarsin"..."bazen sesinizi duyurmak icin bagirmaniz gerekir"..."soyledikleriniz
`konformist' bir yaklasim", vs... turu seyleri bu satirlarin yazari `pek guzel
biliyor', ancak cogu kez bu yolla elde ettiginiz cozum `optimal' cozum
olmamakta>
Boyle bir ortamda care "taze kan" dadir. Buyumektedir. BMB bu politikayi
son 4-5 yilda gayet akillica kullanmis ve buyumustur, daha da buyumeye
devam edecektir, etmelidir. Yeni gelen ogretim uyesi arkadaslar yas/unvan
orani bakimindan tirler. Gencligin dogal bir geregi olarak da
dinamiktirler.
Ayrica buyudugunuz oranda universite icindeki etkiniz buyuyecektir. Pastadan
aldiginiz pay buyuyecektir. [Pastayi kimse yanlis anlamasin: Pasta burada
ornegin laboratuvar kurmak icin para demektir, CAD-CAM merkezi gibi merkezlerin
Makina bolumunde degil BMB'de kurulmasi demektir] Universite kurullardan
kararlarin istediginiz dogrultuda cikarilabilmesi demektir. Kisacasi saglikli
buyumek `GUC BENDE ARTIK' demeye giden en iyi yoldur.
Bolumumuze ozellikle bu son yillarda katilan arkadaslarin getirdigi
bilimsel cesitlilik ve devingenlik bariz bicimde bilimsel etkinliklere de
yansidi. Ornek mi? "Noron aglari" 1980'li yillardan beri aktif bir konu,
bizde de bu konuda `teorik' duzeyde arastirma yukarida andigim buyume evresinde
basladi. "Dogal dil islemleme" yillardir uzerine cok laf uretilip somut pek
birseylerin yapilmadigi bir konu idi. Bolumumuz bunyesindeki en buyuk butceli
arastirma projesi bu projedir [Bu bir NATO Science for Stability projesi] ve
simdiden onemli urunler vermektedir, andigim arastirmacilarca baslatildi
ve yurutulmekte.
Bunun disinda surdurulmekte olan baska arastirmalar da var.
"Goruntu Islemleme ve Oruntu Tanima" arastirmalari,
"Nesne-yonelimli Veri Islemleme.." "Paralel islemleme" arastirmalari.
Bu arastirmalarin kendi laboratuvar imkanlari bulunmaktadir, ve bu kume
"bilgi sistemleri (Information systems) yonune de buyumek uzeredir
(hafizam beni yaniltmiyorsa -- [Yanlissam A**2 ler beni duzeltsin])
Fazla bilgi icin:
Peki bunca arastirma ! varsa bunlarin sonuclari nerede?
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Ve neden bolumun arastirma yayinlarinin sayisi bunca dusuk? Bunun nedeni bence
sudur:
1) Yukarida var oldugunu savladigim arastirmalarin pek cogu goreceli olarak
YENIDIR. Bizim disiplinimiz yayin bakimindan
biraz handikaplidir. Koklesmis Matematik, Fizik, Kimya, (Insaat, Makina,
Elektrik) muhendislikleri kadar genis ve `acknowledged' bir uluslararasi
yayin yapilanmasina sahip degildir. Bundan dolayi `saygin' yayinlarda
yigilma vardir. Bir makalenize cevabi ancak 12 ay gibi bir surede al-
maktasinizdir. Dolayisi ile (yayin tarihi-arastirma bitis tarihi)
yillar bazindadir. Dolayisi ile onumuzdeki yillarda bu sayinin artmasini
beklememiz dogal.
2) Aslinda yukaridaki durumun bir ikincil etkisi de var. Yasli disiplinlerde
tez calismalarinin sayginligi bundan cikan `yayin' ile olculur. OLCU
BUDUR. Dolayisi ile calismanizi daha yaparken yayin mantigini kafanizda
kurarsiniz. Tez hocaniz da dunyaya bu gozden bakar. Arastirmanin daha bir
asamasi tamamlanir tamamlanmaz, HIC ZAMAN KAYBEDILMEDEN, oturulur,
`yayin' hazirlanir. Aslinda `tez' `yayinlarin' bir `tekrar yazimi'
(re-wording)i dir. Adam gibi bir juri'de de yayina kabul edilmemis bir tez
pek kolay gecmez. Bir anlamda adet, koklesmis gelenek boyledir.
Bilgisayar Bilimlerinde bu boyle olamamaktadir. Saygin dergi yayini
cok uzun bir `on cevap suresi' gerektirdiginden ve tez ogrencisinin
buna beklemeye tahammulu olmadigindan, calismanin bilimsellik
sinamasi "Konferanslar" araciligi ile yapilmakta. Bu de
`uluslararasi yayin' sinifindan sayilmadigindan bizim sayimiz dusuk
kalmakta. Ayrica, tezini bitiren ogrenci de ,
"Simdi kim takar uluslararasi yayini" demekte, yaptigi calismayi oturup
`uluslararasi saygin yayin' haline getirmemekte. Unutmamak gerek,
`Master' yapan herkes `akademik hayatta kalmak kararinda
degildir. Oyle olsa bile tez maratonunun sonunda insanin ne halde
oldugunu ancak "tez" yapmis olan bilir.
[Gecenlerde tezini bitiren arkadasimdan --ki ciddi! birisidir, ve
`degerli bir tez de yapti -- aldigim mail tek satir tek
cumle idi: " ..... kodumun tezi bitti."]
Neden ortalikta BURADA BILIM YAPILIYOR havasi yok?
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Bu dogru. Yok iste. Bizde de tum diger universitelerdeki gibi `cay
odasinda', ogrenci arasinda `muhabbet' edilir. Yemeklerde de, oyle. Pek
masalarda `gecen gun XXX in paper'ina bakiyordum, cok ilginc soyle
birseyler yapmislar...' konusmasi duymazsiniz. Ama Fenerin kirk yilda
bir aldigi GS galibiyetini mutlaka dinlersiniz!! Oda konusmalari da
oyle. Ya odaniza gelen bir ogrenci size/siz ona dert anlatirsiniz
, ya arkadasiniz gecen Akademik Bolum Kurulunda uzerine kalan
bir isi icin kapinizi asindiriyordur , ya da birseylere siz/birileri kizmissinizdir/kismislardir
ve icinizi/iclerini bosaltmaya onlara gidersiniz /onlar size gelirler.
ISte bu kadar. Haa bir de en fazlasiyla su olur:
"Hocam sende/sizde X in Y kitabi var mi?"
Biz bilimselligimizi pek paylasmayiz. O "ozel hayatimiza" girer. Bundan
bahsedilmesini yadirgariz. Kapali kapilar ardinda yapariz
arastirmamizi. Iste o kadar.
BU, OGRETIM UYESI, OGRENCI, YONETICI HERKES OLARAK USTESINDEN GELMEMIZ
GEREKEN BIR SORUNDUR. BU KONUDA DA YENIDEN YAPILANMA GEREKMEKTEDIR.
Bu da bir bicimde ortak arastirma/ortak tartisma ortamlarinin
yaratilmasi ile olur. Seminerler bunun ilk basamagidir. Orada kalirsa da
hic bir yere varilmaz. Bizde o basamak bile biraz curuk. Kac ogretim
uyesi, kac arastirma gorevlisi, kac ogrenci katiliyor seminerlere? HER
SEFERINDE ONEMLI BIR ISIMIZ OLMUYOR MU? Anlatilanlara aygin baygin
gozlerle bakmiyor muyuz? Anlatan da bir anlami ile "yasak savmak"
pesinde degil mi! Ruhunda yaptiginin heyecanini duyup anlasilsin diye
anlatan kac kisi var?
Bu tur problemleri cozmek kolay degildir. Cunku bu "boyle gelmis boyle
gider" cozumleri, "yerel minima" lardan birine takili kalinmis
oldugundandir. Nerden cikti hocam simdi bu "matematiksel terimli" edebiyat?
soylemek istedigim su:
Bunun boyle surup gitmesi bir suru bilesen bakimindan bir "en dusuk enerji"
durumunu sagliyor olmasindan.
1) Ogretim uyesi, zaten isini/arastirmasini yapabilecegi
ortami saglamis durumda. Daha fazlasi demek. Dertsiz basa
dert demek, Ayrica
=> =>
demek.
2) Arastirma Gorevlisi icin bilimsel etkinlik "tezini yapmak" demektir.
"Tezini yapmak" ise tez hocasinin taleplerini yapmak, o dogrultuda
ilerlemek, yalniz ve yalniz onun "olur" unu almak demektir.
cok isteyecegi birsey degildir, elestiriler gelecektir, tez hocasi belki
bundan etkilenecektir, vs. Ayrica tonla isi gucu vardir, zorlanmadigi
surece kendi konusu disinda bilgi biriktirmek onun icin "zaman kaybidir".
Ekonomik sikinti icindedir, ozel sektorde calissa daha iyi maas alacagini
dusundugunden burada kalmakla "kendisini zorunlu olarak somurtuyor oldugu" psikolojisi icindedir. Tezini yapacak "unvani" alacaktir. Bilimsel
etkinlik ortamini olusturmak, hizlandirmak "Onca hoca" varken ona mi
kalmistir, o da istemez. Ayrica "ogrencilikten" yeni gelmistir,
bir anlamda hala ogrencidir, ve ogrencinin durumu asagidaki gibidir.
3) Ogrenci bu resimde en masum rolde olandir. Yillarca kosullandigi
Lise->Universite gecisini iyi yapmasi "olumcul" gerekliligi,
ulkemizin egitim ve bilmem ne politikasindaki carpikliktan ve
genel duzenden onun da nasibini almasindan oturu:
a) "ogrenmeyip" "ezberlemeyi"
b) "anlamayip" "dogru sIkkI isaretlemeyi"
c) "tartismayip" "gerektiginde otoritenin gecerli fikri dogrultusunda
soz soylemeyi"
d) "dusunmeyip" "denileni denildigi bicimde yapmayi"
e) "ogrenciliginde notun" "hayatta da paranin" "basarinin tek ve yegane
olcutu oldugunu"
yontem olarak edinmistir. Cogu bu bolume "iyi bir meslek sahibi olmak"
icin gelmistir, bir degimi ile "profesyonel" ogrencidir. Nerede olsalar
basarili olacaklardir, bu BMB degil Hukuk fakultesi, Ziraat fakultesi,
ne bileyim ben TIP fakultesi olabilir, fark etmez. Cogu, ama,
"meslek sahibi olmak" ile "diploma sahibi olmayi" ayni sey zannederler.
Dolayisi ile de universite oncesi yontemlerini universitede de kullanmayi
surdururler. Onlar icin "bilim" ancak diploma yolunda "getirisi" oldugu
surece onemlidir. Aksi takdirde . Yani kendi basina bir deger
tasimaz.
Bence: Bu yontemleri edinmelerinde hic bir suclari/gunahlari yoktur.
Ancak bu yontemleri sorgulamamakta, rahatsiz olmamakta, rahatsizliklarini
dile getirmemekte kabahatleri vardir.
Goruldugu uzere uc gurubun da su andaki durum dir. Eldeki degerler
bakimindan her uc gurubun da birseyleri minimize ettikleri bir durum. Yani,
==
Peki bu durum degisir mi?
EVET DEGISIR. Degisimin birinci kosulu taraf olan herkesin "Bilimsellik
bakimindan daha sicak bir ortamin" daha DOGRU olduguna inanmasi, ikna
olmasidir. Ikna olmak demek, bunun icin ufak da olsa bir "ozveride" bulunabilmek
demektir. Ikinci kosul budur. Ufak da olsa bir "ozveri" de surekli bulunabilmek.
Vaz gecmemek. Bu tur cozum bizim tomplumsal yapimizdan, dogamizdan olsa gerek
sevmedigimiz, yapamadigimiz birsey. Bizler genellikle
"Tahammul ederiz"
burnumuzdan gelince
"Kizariz", "Kavga ederiz", "Olur/Oldururuz"
sonra da cok ama cok cabuk yeniden
"Tahammul ederiz"
durumuna geri doneriz. Hic bir zaman "bagirmadan" hakli olunan seyi tekrar
ve tekrar yinelemeyiz, bu dogrultuda ufak fakat sabit bir kuvvet uygulamayiz.
Bir tepkiyi/eylemi yasam prensibi haline getirip, surekli uygulamayiz.
Yapilmasi gereken
yilmadan, sabit bir yuku kaldirmak, belirli bir dogrultuda ayni ozveride
bulunabilmek. Bir muddet sonra bu yolla kurulan "yeni" yapi
"geleneksellesecektir".
Bu yaziyi burada kesmeyi uygun buluyorum.
Daha tartismaya acilmamis bir suru konu var, bilim ile ilgili:
a) Bilim nedir? Bilimsellik ne demektir? Muhendislikle olan iliskisi nedir?
b) Bilgisayar bilimlerinin bilimler icerisindeki "ozel" durumu.
c) Devletin kurumlarinin (ornegin TUBITAK) in Bilgisayar bilimlerine
bakisi.
d) Bilim-Ozel sektor iliskisi nedir? (turkiye ozelinde)
Ileride onlara da deginmek umidi ile
saygilarimla
-Gokturk Ucoluk
|