ELEKTRONİK POSTA KUTUNUZDAKİ MİLYON DOLARLIK MASALLAR

tmpB2-2.jpg

Geçmişi neredeyse yüz yıl öncesine dayanan bir dolandırıcılık sistemi, teknolojinin de yardımıyla evimizdeki ve işyerimizdeki bilgisayarlara, faks makinelerine kadar uzandı. Milyon dolarlık bu büyük vaatlerin ardında neler yatıyor?

Normal bir günde elektronik posta kutuma gelen mesajları kontrol ederken, aralarında ilginç olan bir tanesi dikkatimi çekti. Gönderilen mesajda yazanlara göre Kongo'dan Frank Lan-ga isimli bir albay, isyancı birliklerle mücadele etmesi için kullanmak üzere hükümetin bilgisi haricinde devlet başkanı Laurant Kabila'dan 19,5 milyon dolarlık örtülü destek almış, ancak bu olaydan birkaç gün sonra Kabila bir suikaste kurban gitmişti. Langa, devlet görevlilerinin haberdar olmadığı bu parayı bir şekilde yurt dışına kaçırmak istiyor ve bunun için yurtdışında kendisine aracılık edecek güvenilir birini arıyordu. Mesajdaki talep, bu parayı sizin banka hesabınıza transfer ederek ülkeden kaçırma üzerindeydi. Söylenene göre tahmini olarak en fazla beş-altı gün sürecek bu basit transfer işlemi sonrasında bu hizmetin karşılığında bana birkaç milyon dolarlık yüklüce bir komisyon vaat ediliyordu. Mesaj, ilgilenmem dahilinde kontak kurabilmem için gerekli telefon numaraları ve e-posta adresleriyle sonlaniyordu.

Kuzu Postunun Altındaki Kurt

Aslında okudukça güzel bir anlaşma gibi görünüyor. Düşünsenize, yapmanız gereken şey yalnızca karşı tarafa paranın transfer edileceği bir banka hesap numarası vermekten ibaret. Karşı taraftaki kişiler oradan gerekli işlemleri halledecekler ve bir-iki hafta içinde, sizin payınıza düşecek olan birkaç milyon dolarlık komisyonla birlikte yüklüce miktarda parayı banka hesabınıza aktarılmış olarak bulacaksınız. Para gökten zembille inmediği ya da piyangodan vurmadığı sürece, herhalde ona ulaşmanın daha kolay bir yolu olmasa gerek.

Ancak kazın ayağı öyle değil. Bu olay tahmin edeceğiniz üzere bir dolandırıcılık yöntemi ve Nigerian Money Scam (elektronik ortamda ilk olarak Nijerya'dan yayıldığı için böyle deniyor), 4-1-9 ve Advance Fee Fraud gibi farklı isimlerle biliniyor. Daha çok paralı işletmeleri ağına düşürmeye yönelik bu yöntemin özünde, kolay para kazanma hayaliyle büyük vaatler peşinde koşan insanların bu zaaflarından faydalanmak yatıyor.

Dolandırıcıların oltaya takılmanız için sizden yapmanızı bekledikleri şey, bahsi geçen telefon numarasını aramanız ya da orada yazılı e-posta adresine bir mesaj göndermeniz. Verilen telefon numarasında ciddi ciddi size mesajda bahsi geçen konu hakkında yardımcı olmak üzere gerçek birileri bekliyor. Gelgelelim bunlarla bir kez iletişim kurmaya karar verdiğiniz anda, kendinizi güven duygusuyla pekiştirilmiş vaatlerden örülü bir örümcek ağının ortasında buluveriyorsunuz.

Dolandırıcılığın İşleyiş Mekanizması

Bu kişilerle iletişime geçtiğiniz zaman hemen ilk söylenen şey, bunun çok gizli bir operasyon olduğu ve bu olayın işleyiş sürecinden kimseye bahsetmemeniz gerektiği oluyor. Daha sonra karşı taraf sizden banka hesap numaralarınızı ve iletişim bilgilerinizi istiyor. Dikkat edin, banka hesap numaralarınızı istiyor, banka şifrelerinizi değil (banka hesap numaranızı oraya para yollamak isteyen birine göndermenin ne zararı olabilir ki?). Bu arada sizinle güven üzerine kurulu ilişkiyi ilerletmek üzere yapılan iletişim devam ediyor ve olayın gidişi hakkında yer yer bilgi veriliyor.

tmpB2-1.jpg

<<= İşte bu da inandırıcılığı artırmak için para transferine dair örnek gazete sayfası. Elbette ki sahte.

Bu aşamada, her şeyin yolunda gittiğini sanmanızı sağlamak ve içinizde varolan şüpheleri gidermek için sözde ilgili kurumların hazırladığı ve son derece gerçekçi görünümleri olan sahte belgeler e-posta adresinize ve faks numaranıza yollanıyor. Bu belgeler kimi zaman karşıdaki şirketin üst düzey yönetiminden çıkma para çıkış onayı, kimi zaman da sözde para transferi yapacak olan bankanın para transferiyle ilgili işlemleri başlattığına dair bilgiler içeren evrak oluyor. Bütün bunlar, evrak numarasından ve damgalarından tutun da, altlarındaki imzalara kadar oldukça gerçekçi görünüyorlar. Hatta bazıları, ilerleyen güven ortamını iyice pekiştirebilmek ve sizi iyice havaya sokabilmek için, aktarılacak parayla ilgili haberlerin çıktığı gerçek görünümlü sahte gazete kupürleri bile hazırlayıp gönderiyorlar. Amaç, konu üzerindeki olası şüphelerinizi son derece gerçekçi hazırlanmış birkaç belgeyle ortadan kaldırmak.

Ancak artık her şeyin yolunda gittiğini düşündüğünüz bir anda, arkanıza yaslanmış paranın hesabınıza girmesini beklerken karşı tarafta bazı şeyler ters gitmeye başlıyor. Banka görevlilerinden biri, bu kadar yüklü bir miktarın çıkışına onay vermek için birkaç bin dolar rüşvet istiyor. Derken bankadan gelen sözde bir resmi belge, bu paranın transferiyle ilgili işlemlerin başlatılabilmesi için ana paranın binde biri oranında bir işlem vergisi ödenmesi gerektiğini ve bunun ana paradan kesilmesinin mümkün olmadığından bahsediyor. Arada bu gizli işten bir başkasının haberi oluyor ve sus payı istiyor. Sonu gelmeyen bu aksiliklerin yoluna koyulması için gereken yardımlarsa daima sizden talep ediliyor. Öyle ya, birkaç gün içinde gelecek milyon dolarlara kavuşabilmek için bugün verilecek birkaç bin doların ne önemi olabilir? Üstelik elinizde transferlerin birkaç gün içinde gerçekleşeceğine dair resmi belgeler, paranın ülke dışına çıkacağıyla ilgili gazetede yayınlanmış güncel haberler var.

Ancak sonu gelmeyen bu aksiliklerden iyice sıkılıp karşı tarafı sıkıştırmaya başladığınızda, dostlarınız bir anda ortadan kayboluyor ve bir daha ne onlardan, ne de verdiğiniz paralardan asla haber alamıyorsunuz.

Yeni Bir Yöntem mi?

Hayır. Söylenenlere göre bu tür olayların ilk ortaya çıkışı ve yayılma süreci 1900'lü yılların başlarına kadar uzanıyor. O zamanların en popüler hikayesi de Spanish Prisoner, yani İspanyol mahkum adını taşıyor-muş. Buradaki olay, varlıklı bir mahkumun hapishaneden çıkarılması için yardımcı olacak kişiye bu çabası karşılığında verilecek yüklüce bir ödülle ilgili. Ancak yüklü bir maliyetle girişilen kurtarma çabaları sürekli bir engele takılıyor ve gardiyanlara ödenecek son bir rüşvet, imzalanacak son bir kağıdın arasına sıkıştırılması gereken para derken, gerçekte varolmayan mahkum, hayali hapishanesinden hiç bir zaman çıkamıyor.

Peki bu durum ne kadar ciddi olabilir? Birçoğunuz olayın baştan itibaren bir düzmece olduğunu ve böyle bir şeye asla para vermeyeceğinizi düşünebilirsiniz. Ancak bu işin arkasındaki ikna düzenekleri öyle güzel tasarlanıyor ki, yalnızca ABD'de 15 aylık bir zaman içinde bu yolla dolandırıcılara kaptırıldığı rapor edilen paraların 100 milyon doları bulduğu tahmin ediliyor. Üstelik bu yöntemle dolandırıldığı halde şikayetçi olmayan birçok kişinin bulunduğu ve asıl kaybın çok daha yüksek olabileceği söyleniyor.

Sonuç

20. yüzyılın başlarında mektuplarla başlayıp, teknolojinin açtığı yoldan ilerleyerek faks makineleri ve e-posta mesajlarını da yayılma aracı olarak kullanılan bu dolandırıcılık türünün günümüzde rastlayabileceğiniz binlerce farklı çeşidi mevcut. Gönderenler değişiyor, hikayeler değişiyor, transfer edilecek rakamlar ve komisyonlar değişiyor, vaatler de değişiyor ama amaç her zaman aynı: Kolay yoldan zengin olma hayaliyle döndürülen başınızın durmasına fırsat vermeden sizden mümkün olduğunca para koparmak ve gözünüz açılmaya başladığında ortalıktan sonsuza dek kaybolmak. Tıpkı güzel başlayan, ama sonu iyi bitmeyen bir masal gibi.

Korunmak için uygulayacağınız tek yolsa bu tarz vaatlere içeriği her ne olursa olsun hiçbir şekilde yüz vermemek, iletişim kurmaya çalışamamak ve mesajı silmekten ibaret.

Konuyla İlgili Bağlantılar